Oyun çocukların fiziksel, sosyal, bilişsel ve duygusal gelişiminin vazgeçilmez bir unsuru aynı zamanda temel bir çocuk hakkı ancak dünyadaki pek çok çocuk gelişimlerini destekleyecek güvenli oyun alanları ve oyuncaklara sahip değil. Çocukların oyun hakkından mahrum kalmasınınsa ciddi sonuçları var.
Oyun tüm çocuklar için temel bir hak!
Oyun oynamak çocuğun beslenme, sağlık, barınma ve eğitim gibi en temel ihtiyaçları arasında yer alan yasalarla da güvence altına alınmış bir çocuk hakkı. Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi’nin 31. maddesi çocuğun oyun hakkını tanımlıyor. Bu sözleşmeyle çocuk oyun hakkının ülke politikalarına, programlarına ve hizmetlerine uygun bir şekilde korunacağı ve geliştirileceği taahhüt edilmiş oluyor.
Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi, Madde 31:
- Taraf Devletler çocuğun dinlenme, boş zaman değerlendirme, oynama ve yaşına uygun eğlence (etkinliklerinde) bulunma ve kültürel ve sanatsal yaşama serbestçe katılma hakkını tanırlar.
- Taraf Devletler, çocuğun kültürel ve sanatsal yaşama tam olarak katılma hakkını saygı duyarak tanırlar ve özendirirler ve çocuklar için, boş zamanı değerlendirmeye, dinlenmeye, sanata ve kültüre ilişkin (etkinlikler) konusunda uygun ve eşit fırsatların sağlanmasını teşvik ederler.
Çocukların oyun olanakları sağlanması ve bu olanakların iyileştirilmesi için hükümetlere düşen rollerin yanında sağlık çalışanlardan şehir planlamacılara, eğitimcilerden sivil toplum kuruluşu çalışanlarına kadar çocuğun temas ettiği tüm paydaşlara önemli roller düşüyor.
Afet sonrası, çocukların oyuna en çok ihtiyaç duyduğu zamanlar
Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu’na (UNICEF) göre, dünyada çatışma, afet ve diğer olağanüstü durumlarda yaşamak durumunda kalan insani yardıma muhtaç 41 milyon çocuk var. [1] Çatışma ortamlarında, doğal ve beşeri afetlerde çocukların oyun hakkı meselesi genellikle göz ardı ediliyor; halbuki çocukların oyuna en çok ihtiyacı olduğu durumlar bu zamanlar. Birçok insani yardım kuruluşu barınma ve beslenme gibi temel yardımları sağlasa da, oyun ve eğitim genellikle ikincil plana atılıyor. Örneğin tüm insani yardım fonlarının sadece % 3’ü eğitime gidiyor. Oyunun bu fonlardaki payını ise ölçümleyemiyoruz. Şaşırtıcı bir şekilde, çocuklar kriz durumlarından en ağır etkilenenler olsa da en az miktarda desteği alıyorlar.
Çocuk oyun hakkı alanında savunuculuk yapan en önemli kurumlardan biri olan Uluslararası Oyun Birliği (IPA – International Play Association) kriz ve afet sonrası dönemdeki çocukların oyun hakkı için çalışmalar yürütüyor. IPA 2013 yılında yayınladığı raporla Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi Genel Yorumunda zorlu şartlardaki çocukların oyun ihtiyaçlarına dikkat çekmeyi başardı [2]:
“Çocukların kayıp, göç, travma deneyimlerinden sonra bir normallik hissine kavuşmalarında oyun, dinlenme ve kültürel aktivite fırsatlarının iyileştirici ve rehabilite edici rolü vardır.”
Ancak metinlerde kalan bu değişilik yeterli değil, çocuk oyun hakkının desteklenmesi için yapacağımız daha çok şey var.
Bir sosyal girişim olarak çocuk oyun hakkını nasıl destekleyebiliriz?
Bir sosyal girişim olarak konumlandırdığımız Toyi’de çocukların oyun hakkını desteklemek için oyun deneyimleri tasarlıyoruz. 2018’de gerçekleştirdiğimiz Kickstarter kampanyasında dünyanın farklı bölgelerindeki sivil toplum kuruluşlarıyla yaptığımız operasyonel işbirlikleri sayesinde 1000 Toyi kitini kriz ve afetten etkilenen çocuklara çocuklara ulaştırdık (Bağışlarla ilgili güncel bilgilere veri akışı sayfamızdan ulaşabilirsiniz). Geliştirdiğimiz işbirlikleriyle çocuklara özel oyun deneyimleri, materyaller tasarlıyor ve atölyeler düzenliyoruz. Önümüzdeki dönemde özellikle kriz ve afet bölgelerindeki çocuk oyun hakkını desteklemek için STK’larla çalışmaya devam edeceğiz.
Çocuk oyun hakkını desteklemek için siz de Oyun Savunucusu olun!
Günümüzde karşılaştığımız meseleleri tek başına kurumların çözmesi imkansız. Çözüme daha çok insanı ortak edebilmek için sosyal girişimler olarak dert edindiğimiz meseleleri insanların gündemine sokmaya, onları bu meseleler hakkında konuşturmaya ve çözüme yönelik harekete geçmelerini sağlamaya ihtiyacımız var. Bunları başarabilmekse bildiri yayınlamak, bir grup uzman tarafından okunan raporlar yayınlamak veya bağış etkinlikleri düzenlemekten daha fazlasını gerektiriyor. Toyi’de Oyun Savunucuları modeliyle savunuculuk anlamında denemeye çalıştığımız şey bu kavramı insanların gündelik hayatına taşımak ve herkesi, kendi özgün yöntemleriyle savunuculuk yapmaya teşvik etmek.
Toyi olarak herkesin çocuk oyun hakkını desteklemek için yapabileceği bir şeyleri olduğuna inanıyoruz, çocuk oyun hakkını desteklemek için kendince yöntemler bulan herkesi “Oyun Savunucusu” olarak adlandırıyoruz. Kim kişisel yaşantısında kendine özgü yollarla çocuk oyun hakkını destekliyor, oyun savunuculuğu yapıyorsa: okulunda oyun dostu uygulamaları teşvik eden bir öğretmen, yeğeniyle oyun oynamaya vakit yaratan bir hala, oyuncak endüstrisinin cinsiyet kalıplarından arındırılmasını talep eden bir ebeveyn… Bunların her biri Oyun Savunucusu olmak için yeterli bir gerekçe.
Meselelerin çözümüne hep birlikte ortak olmak, çocuk oyun hakkını desteklemek ve dünyayı çocukların oyun alanına çevirmek için siz de Oyun Savunucuları‘na katılın <3
[1] UNICEF Humanitarian Action for Children 2019
[2] United Nations Convention on the Rights of the Child 2013
Fotoğraflar: Didem Kendik
2 comments
Zarife
2 Ekim 2019 at 18:00
Oyun tüm çocuklar için hak!
Dilek
27 Şubat 2020 at 01:07
Ben de oyun savunucusu olmak istiyorum!